19 Haziran 2019 Çarşamba

PHILIPS LUMEA IPL



Bu ara kelimelerle aram iyi değil... Yazamıyorum. Aslında akademik açıdan yazmayı bir türlü anlamadım ya neyse! Tez danışmanın beni takmaması, yeniden bir işsizlik boşluğu; yaz mevsimlerinin en klasik aslında en alışılmış hali. Sadece doğum günlerime kadar koyduğum bazı hedefler dışında. Farklı şehirler görmeyi dilemenin bir dilek olarak kalmasını istememek; girdiğim sınavların azalmasını umut etmek ve almak istediğim bazı teknolojik aletleri alabilmek. Yeni bir bilgisayar ve poloraid makine alamasam da bu ara almayı istediğim bir diğer aleti aldım. Philips Lumea Advanced IPL lazer... (1699 TL) 



Bir üst modelleri 2000 TL'nin çok üzerinde olduğu için benim bütçeme en uygun olan Philips Lumea bu idi. Ürün içeriği kapsamının fotoğraflarını aktardım.



                                                                 
                            
Küçük, kullanışlı taşıması oldukça kolay.  Büyük ve biraz daha küçük olmak üzere çift başlıklı(Yüz ve vücut için)  bir ürün. Başlıkların çıkarımı pratik. Cilt sensörü bulunmakta. 1-5' e kadar atım şiddetini ayarlayabileceğiniz  tuşlar bulunmakta. Ürün tüy kökünü tanımadan kesinlikle atım yapmıyor.Ürünün arka bölümündeki ışık kökü tanıdığında yanıyor.      

        
Ürünün adaptörü... Şarj problemi yok. Elektrikle çalışıyor. Şarj edip, bekleme sıkıntısı yok.


İçerisinde taşınabilir; küçük bir çanta; temizleme mendili ve ek olarak Satin Kompakt Kalem düzeltici içeren güzellik ürünü kalem var. Kalemin çalışması için ayrıca pil de verilmiş.



        Lazer kesinlikle size pürüzsüzlük vaadi vermiyor. Hormonlar sürekli değiştiği; mevsimsel farklılıkların oluşturduğu etkiler hiç bitmeyecek gibi gelen seanslar bir süre sonra sıkıyor gerçekten. Kol bölgesi ile ben bir güzellik merkezinde lazere başlamıştım. 8+8 seanstı. İlk başladığım zamanlar aslında yakma problemleri, güneş etkisi ile farklı tonlamalar gibi bir sürü şey duyduğum için biraz korkudan sadece kolumda başlamak istemiştim. Seanslar bittikten sonra yılda bir kez atım yapıldığını çevremden zaten duymuştum. Ki seanslar bittikten yılda bir veya iki kez atım yapma ihtiyacı oluyormuş anladım. Bu atımlar için güzellik merkezine git-gel yorgunluğu yerine ben de bu ürünü almayı istiyordum. 2 yıl garantili ve 250 bin atış ürün. Şimdilik ilk seans uygulaması gerçekleştirdim. Lazer sonrası tüylerin köklerinde zayıflamalar görülür. Çok zayıf çıkmaya başlar. Beklentilerim bu yönde. Acı hissi sinek ısırığı dedikleri türden. Derece 5 de çalıştırdığımda en yüksek derece aşırı hassas ve acı eşiğiniz çok düşük değilse bence çok az bir acı hissediyorsunuz. Belirli sürelerde yeniden ürün hakkındaki yorumlarımı paylaşacağım. 
Yorumlarınızı beklerim...
Instagram adresi: https://www.instagram.com/camdanduslerblog/

16 Haziran 2019 Pazar

MİNİ PONİ SERİSİ



Yaz mevsiminin kendine has özellikleri var...
Kendine ait bir rengi kendine ait bir ruh hali... Bunca bunaltıcı havalara rağmen sevmemin sebebi belki de yaz mevsiminin ruhunu sevmem. Sarının en güzel tonunu; havanın sıcağından akşamın serinliğine uzanan o zaman dilimini... Arada kalmamasını... Kararsızlığı sevmediğim için kullandığım bazı ürünlerin de nötr kalmasını sevmiyorum. Bu yazı biraz bu ürünlerle ilgili... Miniso şirin mi şirin bir alana sahip. Ev; mutfak ürünlerinden kırtasiye ve kozmetik ürünlerine geniş bir yelpazesi bulunmakta. Alışveriş yaparken de rahatlıkla her ürüne bakabilmeniz daha da sempatik kılıyor. Normalde defter, kalem hatta fırın eldiveni alışverişimi yaparken kozmetik benim için de farklı bir alan oldu.

Miniso'nun Mini Poni Cheeks in Love Allık(01 Mercan Pembe) şu sıra 30 lira gibi bir fiyatı olsa da ben kış döneminde 15 liraya aldığımı hatırlıyorum.


Ürün Özellikleri
İpeksi pürüzsüz formül. Rahat bir kullanım için hava alan ağırlıksız bir his verir. Hafif ve ince kremsi doku: Mükemmel bir tam kapsama için cilt kapsama için cilt üzerinde zahmetsiz bir uygulama sağlar. Cilt parlak bir ışıltıya sahip olur. 



Çantaya atmalık yer kaplamayan; kullanışlı bir ürün. Renk kalıcılığı ortalamanın altında. Daha kaliteli allıklar ya da muadil bazı markalar olduğu için ürünü bir daha alır mıyım? Sanmıyorum. Şirin bir tasarım; içerisindeki üç rengin karışımı bir pembe :) Ciltte kaybolan bir pembe ...


Miniso gül ve doğal yağlar özlü nemlendirici yüz serumu
Ürün özellikleri : Hafif ve canlandırıcı formül. Kolay emilimi. Cildi yeniler ve yoğun bir şekilde nemlendirir. Günlük nemlendirici olarak ya da fondötene karıştırarak kullanılabilir. 

Kullanımı: Ürünü temizledikten sonra yüzeye istenilen miktarda uygulayın. Tamamen emilimi için nazikçe ovalayın...
 Kokusu güzel ancak etkisini tam olarak anlayamadığım bir ürün. Kış mevsiminde düzenli olarak kullandım. Özellikle uyumadan önce cildimi temizledikten sonra kullandığımda cildimi   nemlendirse de beklediğim etkiyi oluşturmadı. Ciltteki yumuşaklık hissi çok çabuk dağıldı. 
Güzel bir gün sizinle olsun... Beklerim yorumlarınızı...

13 Haziran 2019 Perşembe

KARNE ZAMANI



                  Anlam yüklediğimiz en küçük zaman dilimleri sonrasında bir hayale karışırken büyürmüş insan...  Büyürken yürüdüğümüz hayat yolunda birçok kare aklımızda kalırken beynimiz yenilerine yer açmak için zaman perdesini usulca örter... Zaman perdesi acımasızlığının ardında ki merhametini gizlemek için. Fotoğraf çocukluğumun geçtiği yayladan... Bu mevsimde gülleri görünce anlıyor insan; hayatın en güzel renklerini bize göstermeye çalıştığını...

       Son bir beş haftam uykusuzluk ve yorgunluk ekseninde geçti. Bu beş hafta hakkında notlarım ise evet çok şey öğrendim biliyorum ki öğrenmeye de devam edeceğim. Bir anda kendimi sıralarda değil de tahtada buldum; eve ulaşmak için iki saat yolda düşünme fırsatı buldum; yeni insanlar tanıdım, gözlemledim. Geçen hafta sesimin gelmesi için bol dua ederken şükrettim. Sahip olduğum her şey için... Yarın karne günü... Karne günleri o heyecan aslında öncesinde yapılan puan hesaplamaları takdir- teşekkür için umutlar ve karne aldıktan sonra arkadaşlarla beraber gidilen sinemalar... Büyüdükçe sinemada yanımızdaki tanıdığımız insanlar da azalıyor...! 
     O zaman ve bu zaman farkı yapacak kadar yaş almadım ama o heyecan sanki bu zaman diliminde yok. Çocukların hayal dünyaları sınırlandırılmış gibi sanki. Ellerine kalem almak istemiyorlar; tahtada resimler çizmiyor; tatil için yapacaklarını bir solukta anlatmıyorlar. Veliler öğrencilerden daha heyecanlı ancak notlar konusunda. Geçenlerde not aldığım bir kitaptan alıntı;

"Şimdiki çocukların mesela Türkçeleri yok; Fransızcaları, İngilizceleri de yok. Peki neleri var? Boş bir şımarıklıkları var, kendilerini disipline etme gereği duymamaları var. Böyle olunca sorumluluk da almıyorlar. Sorumluluk alamayan insanlar boş olur. Bir de hak talep ediyorlar. Sorumluluk duygun yoksa hak talep edemezsin. Çünkü hakkın temelinde sorumluluk vardır. "(İlber Ortaylı)

     Tamamıyla bu düşüncede olmasam da yazılı olacağını söylediğim halde yazılı yapmamam gerektiğini söyleyen öğrenciler; yazılı kağıdında notları okuduktan sonra notlarını beğenmemeleri ve bunu gayet saygısızca ifade etmeleri; çalışmanız gerektiğini söylediğim halde kulak ardında bırakmaları... Son zamanlarda saygının sevgiden çok daha önemli bir olgu olduğunu düşünüyorum. Saygısızca davranıp hatta hakaretler ederken hakkımı arıyorum! düşünce yapısına ne ara sahip olundu? Bilmiyorum... Derdimizi anlatırken en yüksek sesle konuşmak haklı olduğunu kanıtlamakla eş değer mi? 
    Bunları düşünürken kimi öğrenciler de umudumu yeşertti elbette ki. Notların iyi veya kötü olması önemli değil önemli olan karakterlerin güzel bir şekilde gelişerek; saygının önemini anlamış bilgiyi arayan öğrenci olabilmek... Hayat sınavlarla dolu; maddi ve manevi anlamda... Elimizden geldiğince yarış pistinde gibi değil de yaşayarak ve öğrenmeyi sevdirerek hayal dünyalarını kısıtlamadan; umutlu ve mutlu olmayı öğrenip ve aktarabilirsek inanıyorum ki; daha güzel bir dünya olacak...