28 Ağustos 2019 Çarşamba

FRANZ KAFKA/ŞATO

FRANZ KAFKA
                           
Tanıtım yazısından;
Kadastro memuru K., atandığı köye görevini yapmak için gelir. Köydeki şatoya gidip bir yetkiliyle görüşmek ve görevi hakkında bilgi almak ister. Köye, varlığı belli olmayan ama halk üzerinde etkili, hiyerarşik bir sistem söz konusudur. Şatoya ulaşmak için gösterdiği çaba, her seferinde köylüler ve yetkililer tarafından engellenir; 
gizemli otoriteyle süren mücadelesi onu zamanla tüketen bir göreve sürükler.

Şato, 20. yüzyılın en önemli felsefi romanlarından biridir. 1924'te Franz Kafka'nın ölmesiyle yarım kalan eser, yakın arkadaşı ve edebi vasisi Max Brod tarafından düzenlenip yayıma hazırlanmıştır. Yazar, K.'yı yaşadıklarına rağmen mücadeleye itenin nihai şeyler hakkında açıklık kazanma güdüsü olduğunu öne sürmüştür.

       Benim için bitirmesi oldukça zor bir kitaptı. Okumanızı tavsiye kesinlikle edemem ancak yazar çok değerli bir yazar. Öyle ki araya belki bayram girdiği için ya da benim aşırı okurken sıkılmamdan kaynaklı bitsin diye dua ettim ki sonunu dört gözle bekledim. Ama sonu da kitabın her aşaması gibi sıkıntılı geldi. Kafka'nın ölümünden sonra düzenlenerek yayınlanan bu kitabın notlarının aslında Kafka tarafından yakılmasının istendiğini hatırlıyorum.
 Ama yayınlanmış. Kafka özel bir yazar. Milena'ya Mektuplar, Dönüşüm ve son olarak Şato yazarın okuduğum kitapları. Dönüşüm kitabının yeri bende ayrı olsa da Milena'ya Mektuplarda hesaplaşmalı bir okuma gerçekleştirmiştim. 

Alıntıları not alırken karakterlere de kızarak elime aldığımda devam etmeliyim diyerek kitabı bitirmiştim. Şato kitabının vermek istediği ince ayrıntılar aslında derin düşünceler var. Tek tek içerisinde yer alan karakterlerden ayrı bir roman oluşturulabilir. 
Şato romanı ana karakterini çözümlemek isterken vay be dediğiniz paragraflarda aşırı bir beklenti içerisinde olurken aslında beklenen o etki gelmiyor. Düzen içerisindeki düzensizlik ve insanları bu düzensizlikte kendi düzenlerini kurup yönlendirmeleri, korkuları ve merhametlerini yok saymaları ve herşeye yabancı bir adam. 
Bu yabancının adaptasyonunu okurken not aldığım bazı alıntılar; 

Alıntılar;

"Hareketleri biraz ağırlaşmıştı, bunun nedeni yorgunluk değil, anıların yarattığı yüktü."

"Karşı durulmaz bir istek, onu yeni tanışlar aramaya sürüklüyor, ama her yeni tanışma da yorgunluğunu artırıyordu."

"Korkunç derecede cahilsiniz. Sizin bu cehaletiniz öyle bir çırpıda giderilebilecek gibi de değil, hatta belki hiç giderilmeyecek."


"Engeller büyüktür ve ulaşılmak istenen amaçlar büyüdükçe daha da büyür bunlar." 

Şimdilik yorumlarım bu kadar beklerim yorumlarınızı...


26 Ağustos 2019 Pazartesi

MİM ZAMANI


(TOROSLAR/TEKİR)
Fotoğraf instagram da yayınlamıştım. Anı yakalamanın güzel bir karesi... Pastelden beni mimlemişti. onu da Edischar mimlemiş :)
Kendisine teşekkür ederek ben de başlayayım soruları cevaplamaya;

1. Yeterince boş vaktiniz varsa nasıl değerlendirirdiniz?(Ekonomik olarak uygun olması gerekiyor)

Kesinlikle turist olmak gitmek istediğim; yerlere doğru yol almakla değerlendirmek istesem de beş vakitten bir vakti ancak bu şekilde geçiyor. Kalan dört vakit yarı yarıya okumak ve izlemek ile geçiyor. Bu ara düzenli takip ettiğim diziler olmadığı için tarih içerikli belgesel izlemekle geçiyor. 60'lar , İngiltere Viktorya dönemi ilginç detaylarla dolu. 1800-1960 arası edebiyat açısından da beslenilen zengin bir kaynak. Seviyorum bu dönemi izlemeyi ve okumayı...

2.  Gününüzü nasıl planlıyorsunuz?

Tam bir plan insanıyım... Aslında teoride pratiğe geçtiğimde ise asla tamamlayamadığım planlarım o kadar çok ki... Ders çalışmalısın şu şu saatler arasında; yürüyüşe çıkmalısın; üşengeçlik yaşla mı artıyor yoksa ben gittikçe mi üşengeç bir insan oluyorum. Oysa uyumadan önce mutlaka ertesi gün yapacaklarım listelenir düşüncelerimde ah bir de gerçekleştirebilsem :(

3. Hedefleriniz var mı, varsa neler?

Çok fazla var. Ama bu soru için sanırım Ekim ayını beklemeliyim. Tamamlanmamış çok cümlem var. Bunda benim hatam var elbette ki bir gün yüksek lisans hakkında yazı yayınlamak istiyorum. Belki orada içimi dökerim. Atanmak, düzenli bir işimin olması en büyük hedefim dileğini de ekleyeyim ama.:)

4. İngilizce nasıl geliştirilir? 

Aslında üniversite döneminde Girls' Generation farklı videoları vardı. Korece konuşup İngilizce alt yazılı. Onların gruplarının kurulma aşamaları, şarkı tanıtımları ve katıldıkları programlar gibi. İngilizcem gelişsin diye izlememiştim ama sanırım alt yazılı farklı bir dilden özellikle çeviri kelime bilgimi geliştirdi. Friends ve How I met your mother dizisi ile İngilizce alt yazı devam edip konuşmalar ile biraz daha gelişti. İngilizce hocamız nankör bir dildir İngilizce. Onunla sürekli ilgilenmeniz gerekir yoksa unutursunuz derdi ki haklı olduğuna inanıyorum. Küçük not defterlerimde ilginç bulduğum İngilizce kelimeler ve cümleler bulundururdum şimdi yeniden başlamalıyım sanırım. YDS için puan artırımına ihtiyacım var ki o da başka bir dünya. Bir arkadaşım İngilizce'de yağmurun yere düştükten sonra ıslak mı kuru mu olduğuna kadar kural ezberletiliyor bizlere ama dil içten gelen duygularla konuşulmalı derdi. Korkmadan cümle kur gerisi mutlaka tamamlanır; derdi. 

Benim için cevaplaması keyifli bir mim oldu. Umarım sizler için de güzel bir hafta olur. Adana; meşhur capslar var ya hani dünya güneş arasında yeri diye. Hakikaten böyle. Nem oranı yüzde 90'ları görüyor. Temmuz ayı böyle olmamıştı. Sıcaklar; kelime anlamını fazlasıyla veriyor. Bir kova su üzerinize atılsa inanın anında kurur. Kış mevsimi tam bu noktada kendini özletiyor. 

Bu mimi yapmamış olan herkesi mimliyorum... Beklerim yorumlarınızı...








22 Ağustos 2019 Perşembe

ELİDOR SAÇ KREMİ


                                                 
                          ELİDOR/ SÜPER SAÇ KREMİ
   (Avokado ve Üzüm çekirdeği yağı özlü gür saçlar için)
   Saçların istediğin kadar kalın ve gür görünmüyor mu? Doğanın gücüyle saçlarına hayat gelsin!
*Avokado ve üzüm çekirdeği yağı içeren özel formülü sayesinde ilk kullanımdan itibaren saçlarınızın kalın ve gür görünmesini sağlar. İçerdiği koku incileri sayesinde saçlarındaki eşsiz koku uzun süre saçlarında kalır.
*Paraben ve renklendirici içermez.
*Avokado Yağı besleyiciliği ve nemlendirme özelliği ile bilinir. Üzüm çekirdeği yağı da güzel bir koku sağlayarak besleme ve koruma özelliğine sahiptir. 
*48 saat kalıcı koku ve yumuşaklık
Uygulama için: Şampuan sonrası, saç diplerine değdirmeden boylarına eşit miktarda uygula, saçlarına ise bolca sür. İyice durula. 

Denebunu'dan az ve öz çıkan kutulardan... Elidor şampuan ve saç kremi ikilisinden saç kremine bayıldım. Kokusu gerçekten 48 saat kalıcı. Ürün olarak vadedilen her bir detayı gerçekleştirmiş. Dönemsel olarak saçlarda kurumalar özellikle yaz mevsiminde olduğu için saça verdiği yumuşaklık hissinden biraz tereddütlüydüm. Ancak hem dolgunluk, hem de yumuşaklık hissi ile kalıcı kokusu ile oldukça memnun kaldığım bir ürün oldu. 
Şimdilik yorumlamalarım bu kadar. 
Beklerim yorumlarınızı...


19 Ağustos 2019 Pazartesi

ADANA YEMEKLERİ


Yaz yerini sonbahar yolculuğuna 
bırakmak üzere... Aslında sıcaklar belki aynı ama tahammül azalıyor. Belki de yaşlanıyorumdur kimbilir... Bahar aylarına özlem duymayı alışkanlık haline getirmeden ben yazıma döneyim. Adana yemekleri... Aslında çok geniş bir mutfağımız; sarımsaklı köfteler, içli köfteler,acılı dolmalar ve biraz farklı olmak üzere sokak lezzetleri tadında Şırdan... 
Bilmem hiç duydunuz mu? Biraz farklı 
bir lezzet. Benimde daima yiyebileceğim değil ama hadi bir değişiklik olsun gidelim yiyelim gibi cümlelerle yılda bir iki kez ancak yediğim bir Şırdan fotosu çekince sizlerle paylaşmak istediğim notlarım arasında yer alsın istedim.







Koyun ya ada inek gibi geviş getiren 
hayvanların midelerindeki dört gözden sonuncusu Şırdan(şirden) ile yapılır. Bağırsaklara en yakın olan kısımdır. İçerisinde baharatlı pirinç vardır. 
Bir çeşit dolma içi gibi de diyebiliriz. Ağzı dikilmiş ve salçalı suda pişirilmiştir. Kimyon ile servis edilir. 



Bu lezzet ise mumbar dolmasıdır. 
Hayvanın kalın bağırsağı temizlenerek içi doldurulur. Yanında turşu ile servis edilir. 
Onun da içinde baharatlı pirinç vardır. 
Benim için ağır yemekler... Özenle temizlenmesi gerektiğinden temizliğine güvendiğiniz yerlerde yemenizi tavsiye ederim. 


(BİCİBİCİ)
Nişastanın pişirilerek gül suyu ile 
tatlandırıldığı bici bici; buzun rendelenmesi ve pudra şekeri ile servis edilen bir tatlı. Adana için oldukça eski olan bu tatlı aslında su an biraz daha sade ki normalde muz ve vişne ile de servis ediliyor. Meyve kısmını çeşitlendirebiliriz. 
Bu sıcaklarda soğuk tatlılar, içecekler kurtarıcı oluyor. Malum Adana... Kar, buz tatlılarda ve içeceklerde kullanılmasa da olmaz :)

Adana'nın mutfağı baharat ve acıyı dengeli kullanırken salata ürünlerinden de vazgeçilmediğinden sofra hem göze hem de mideye hitap ediyor. (Uygun fiyatlarla)Özellikle 
kebabın yanında verilen salatalarla bile doyabilirsiniz. Şu sıra yayla- Adana arası mekik dokuduğumdan farklı yemekler yazısı için 
sanırım sonbahar mevsimine nasip.
Güzel bir  hafta olsun... Beklerim yorumlarınızı... 

15 Ağustos 2019 Perşembe

HAYAT GÜZELDİR


Bayram bitti... Büyüdükçe bayram harçlığı konusunda sıkıntı yaşasak da 😄 (malum işsizlik) geldi ve geçip gitti bayram. Zamanın kumları avuçlarda saklanmayacak kadar değerli ve kararlı çünkü ... Sizlerin nasıl geçti bayram? Bu ara renklerin enerjisine verdiği pozitifliğe inanıyorum 😊 Yaz mevsiminin kendine has turuncu ve sarı rengi mutlu ediyor çünkü...
Yaylada olunca internet sıkıntısı çektiğimden bloguma sıklıkla giremesem de yazı paylaşmak istedim.
 Fotoğraf orman yürüyüşünden ... Doğayı bıkmadan kirletirken onun yalnızca bizlere cömert yüzünü göstermesinin ağırlığında üzücü bir yürüyüş oldu. Bayram dolayısıyla çöp toplanma olmasa da bu kadar kirletmek tamamen düşüncesizlik. En azından herkes kendi evini temizlese böyle olmaz sanırım . Ya da çöp kutusuna kadar muhafaza edip gidip atmak bu kadar zor mu ? Bilmiyorum benim küçücük yeğenim yediği şekerin kağıdını avuçlarında tutup çöp kutusu gördüğünde atarken kocaman insanların özen göstermemesi üzücü ...Umarım daha bilinçli olacağımız günler gelir ...


8 Ağustos 2019 Perşembe

SATRANÇ/STEFAN ZWEIG


Okuma listemde yer alan Zweig kitapları oldukça etkileyici ve anlamlı. Satranç kitabı; 

Tanıtım yazısından...

Satranç; hastalığa varan bir tutkunun kitabı....
"Gestapo tarafından bir odaya kapatılan ve burada uzunca bir süre kalan Dr.B'nin hayatı bir gün, rastlantıyla eline geçirdiği bir satranç kitabıyla değişir. Kitap sayesinde satranca dair bütün incelikleri öğrenen Dr.B 'nin bu uğraşı büyük bir tutkuya dönüşür. Satranç oyuna olan tutkusu yüzünden zamanla beyim hummasına yakalanan Dr.B'nin hem hikayesini hem de vedasını konu edinir. "

Zweig kitapları hakkında notlarım; akılda kalıcılıkta kendisine önemli bir yer edinmekte. Yazım dilinden belki ya da altını çizdiğim çok fazla paragrafların olması ile yazarın hayatını düşünmeden edemiyorum okurken... Kitap hakkındaki notlarım; bir solukta okunacak ve boşlukları sizin doldurmak isteyeceğiniz bir kitap... Zorunlulukta oluşan bir tutkunun hastalığa dönüşmesine tanık olurken bir gemi yolculuğunda aslında her şeyi bulacaksınız. Hırs, yenildikçe yeni yeniden başarmak isteği, bir hayatı gözlemleme ve yabancının aslında kocaman bir hikayesi... Çok daha uzun olmasını dilerdim. 

Alıntılar;
"İnsan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. Bekleyip durur insan. Hiçbir şey olmaz. İnsan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür... Hiçbir şey olmaz. İnsan yalnız kalır. Yalnız... Yalnız..."

"Her hamlesini çoktan ezberlediğim oyunları tekrar tekrar oynamanın ne anlamı vardı ki?"

Dizleri titremeye başladı: Bir Kitap!Dört aydır elime kitap almamıştım ve içinde insanın ard arda
sıralanmış sözcükler, satırlar, sayfalar ve yapraklar görebileceği, başka, yeni şaşırtıcı düşünceleri okuyabileceği, beynini alabileceği bir kitabın hayali bile insanı coşturuyor hem de uyuşturuyordu...

Beklerim yorumlarınızı...

1 Ağustos 2019 Perşembe

GLISS ONARICI SAÇ BAKIMI

      

Temmuz hiç bitmeyecek gibi gelmedi mi sizlere de? Benim için hiç bitmeyeceğini düşündüğüm bir ay oldu. Güneşin etkileri yaz ile birleşince sanırım daha serin zamanları özlüyor insan. Bu ara şampuan sıkıntısı çeksem de şampuan değişimlerinde çok fazla saç dökülmesi yaşıyorum. Bu yüzden onarıcı saç bakım ürünleri arayışına girmiştim. Yine bir tavsiye üzerine Gliss Saç Bakım Onarıcı Süt Proteinini kullanmaya başladım.

Bu ürün hakkında notlarım
Gliss Saç bakımı/Onarıcı Süt Proteini(Keratin Bağlama Teknoloji/Yıpranmış Saçlar İçin)
*Besleyici süt proteini ile derinlemesine onarırken güzelleştirir 
*ONARIR 
*GÜZELLEŞTİRİR
Çiçek özleri içeren besleyici süt proteini saçın iç yapısını ve yüzeyini keratin ile derinlemesine onarır. 
*Keratin Bağlama Teknolojisi yıpranmış saçların onarılmasını sağlayarak saç yüzeyini güzelleştirir.
Bu ürünü çok sevdim. Kokusunun kalıcılığı ve saçlarıma verdiği yumuşaklık hissi belirgindi. Canlı bir görünüm sağladı. Sanırım üç farklı çeşidi de var. Saç diplerine gelmeyecek şekilde püskürtüp taradığımda saçımla hemen özdeşleşti. Sıvı saç kremi gibi düşünebilirsiniz. Bana tavsiye eden arkadaşım kokusunun kalıcı olmadığını söylemişti. Ancak anında kaybolan bir koku olmadı benim için. İndirimde iken almıştım. İndirimde şans vermeyi düşüneceğiniz ürünler arasında olabilir. Beklerim yorumlarınızı...
Instagram :@camdanduslerblog